Süveyda VI - Kaplumbağlar ve Kelebekler

Bir heyecan var içimde. İçim kıpır kıpır. Hayatında ilk kez aşkı keşfeden ergen bir çocuk gibiyim. Evden çıkarken gözüme buruşuk göründü diye anneme yuvarlak paça olacak, boru şeklinde gibi saçma bir tarifle kot pantolonumu ütülettim. Bir yerlerden bir tarak buldum, saçlarımı taramayı denedim, sonra taranmış saç saçma geldi..Özenle taralı saçlarımı havluyla dağıtarak yataktan yeni kalkmış görümünde,  hiç ilgilenilmemiş gibi dursun ama yine de yakışmış havası alsın diye uğraştım.. Biliyorum çok saçma. Ama.. O gelecek..

Düzenli olarak geç geliyor buluşmalarımıza. Aslında pek sözleşilmiş bir buluşma söz konusu değil. Ben okulun bahçesine çıkıyorum. O da aşağı yukarı aynı saatte geliyor. Ama yine de bana kalırsa hep geç geliyor. Geldiği her saat geç kalış,  geç kalmış bir geliş benim için.

Öyle güzel bakıyor ki, kelimelere dökmek imkansız.  Oysa bir bilse, söz veriştir böylesine güzel gülümsemek. "Hep seninim" demektir. Tutamayacağı sözler vermemeli insan. Yorgun düşmüş umutlara şevk veriyorsa gülüşüyle Süveyda,taşıdığı sorumluluğu bilmeli. Bedeli ağırdır uyuyan bir hayal devini uyandırmanın.

Süveyda'ya neler neler söylemek geçiyor içimden..Mesela demeliyim ki, kaplumbağaya nisbet ömrümde , kaç kelebek gördüm Süveyda, bir bilsen.. O yüzden her gördüğüm kozayı terk ediyorum, ardıma bakmadan, hiç düşünmeden.. Ama bazen.. Ama bazen.. Olmuyor işte. Diyemiyorum. Gözlerine bakınca unutup gidiyorum söyleyeceğim her şeyi.

Dışarı çıkıyorum. Okulun duvarına çıkıp oturuyorum. Onunla ilk karşılaştığım yere. Beklemeye başlıyorum. Çok şey söyleceğim ona bu akşam. Nedeni bilmediğim bir umut var içimde..

Süveyda -0-
Süveyda -I- 
Süveyda -II- 
Süveyda -III-
http://posthane.blogspot.com/2010/06/suveyda-iv.html

Linkini bulmaya uğraşamadım. Süveyda V'te buralarda bir yerde işte..

Napolyon Kirazı


 Zaman olgunlaştırır insanı derler ya. Öyle değil işte. Zaman armutları olgunlaştırıyor. İnsan hatalarından ders alarak olgunlaşıyor. Yoksa aynı hamlık ve toylukla aynı hataları tekrar tekrar yapıyoruz. Yine de daldan düşüyoruz işte. Çürüyüp gidiyoruz. Başkalarının hatalarından da ders almak önemli. Hayat her hatayı yapacak kadar uzun değil. Mesela Napolyon'un Mısır seferinden çok ders aldım. İktidarı ele geçirirsem ordumu Mısıra sokmam gayrı. Bir de Napolyon Kirazı diye bir şey var. Niye öyle demişler ki..