Kuş Hatıratı
Uyandı.Yüzünü yıkadı.Zaten ne zaman uyansa hep yüzünü yıkardı.Yıkadığında sanki yüzünden gece akardı.Sabah yüzüne serin bir gülümseme çarpardı.Aynaya baktı.Birden kanatları olduğunu farketti.Şaşırmadı.Oysa şaşırmalıydı.Ama o şaşırmadı. Gülümsedi. Gülümsemeliydi.Zaten hep gülümserdi.O da zaten gülümsedi.Gülümsemek için bir nedeni vardı.Çünkü kanatları vardı.Çünkü kanatları bembeyazdı.Pencereden dışarı baktı. Dışarısı karla kaplı,her yan beyazdı.Oysa,onun istediği yemyeşil bir yazda, masmavi bir gökyüzünde,bembeyaz kanatlarla uçmaktı. İstedi.Yaz olsun istedi. Yemyeşil bir yaz istedi.Masmavi bir gökyüzü istedi.Oldu.O an yaz oldu.Dışarısı artık yemyeşil bir yazdı.Dışarısı masmavi bir gökyüzüdü.Kanatları vardı.Hem de bembeyazdı.Annesine "anne ben uçmaya gidiyorum,dönerken 2 ekmek alırım" diye bir not yazdı.Pencereye çıktı.Bir an ayağı kaydı,düşeyazdı.Ama düşmedi. Zaten düşemezdi. Düşmezdi.Onun artık kanatları vardı.Ve kanatları bembeyazdı.Gözlerini yumdu.Uçma vakti gelmişti.Yemyeşil o yazda. Masmavi gökyüzüne.Adımını attı boşluğa.Düştü.Hızlı bir düşüştü.Öldü.Fazla önemsemedi. Zaten hepsi bir düştü.Ama var ya..çok hızlı düştü.Kim düşse öyle.Kesin o da ölürdü. Ama bu onun düşüydü.Sadece o görmüştü.O yüzden bu düşte sadece o ölmüştü.Her ne kadar yere kötü düşse de bu güzel bir düştü.Kanatları daha fazla kirlenmeden gözlerini açtı. Uyandı.Yüzünü yıkadı.Zaten ne zaman uyansa hep yüzünü yıkardı. Yıkadığında sanki yüzünden gece akardı.Sabah yüzüne serin bir gülümseme çarpardı. Aynaya baktı.Birden kanatları olduğunu farketti.Şaşırmadı.
Ders Tekrarı ya da Alternatif Bir Ödev Denemesi
İletişim Fakültesi 1. sınıf Temel Fotoğrafçılık dersinin final ödevi,bir konu belirleyip o konuda fotoğraflar çekmek ve çekilen fotoğraflarla desteklenerek o konudan bahseden bir dergi hazırlamaktı.Ben her zamanki gibi son güne kadar yattım.Ve tabiki aklım başıma ödev tesliminden bir gün önce geldi.Sıfırdan bir konu için çalışma yapmaya vaktim yoktu.Bilgisayarı açtım.Daha önceden gezdiğim yerlerde,evde sağda solda çektiğim fotoğraflara bir gözattım.Fotoğraflara bakarken aniden beynimde bir şimşek çaktı.Aklıma ilginç bir fikir gelmişti.Alternatif bir ödev denemesi yapmaya karar verdim.Eldeki fotoğraflarla hazırladığım ödev dergisi 100 aldı.Ve dersi AA ile geçtim.Fotoğraflar ve metinler aynı.Ancak derginin tasarımı biraz daha farklıydı.Blogger'ın izin verdiği ölçüde: İşte o ödev...
Ders Tekrarı ya da Alternatif Bir Ödev Denemesi
Bu ödevi duyduğumda düşündüğüm ilk şey ‘’farklı’’ bir ödev olması gerektiğiydi.
Orjinal olmalıydı.
İlk olarak aklıma tarihi bir mekanda çalışmak geldi.
Mesela Ankara kalesi…
Bu Ankara kalesinin oturduğum evden görünüşü…
O devasa yokuşu çıkmak zor geldiği için bu fotoğrafla yetinmek zorunda kaldım.
Ama eminim ki çıkmış olsam güzel fotoğraflar çekerdim.
Belki de çekemezdim.
Bilmiyorum..
Ama çıkmayı istedim..
Ankara Kalesi olmadı.
Tarihi bir mekan bulmak lazım.
Tarihi bir mekan…

Evin karşısındaki bu cami nasıl?
Taş duvardan temeller,tuğla minare..
Ve mistik bir hava..
Minarenin birkaç açıdan resmini çektim.Ama sadece fotoğraf çekmekle olmaz.Caminin tarihi geçmişi hakkında da bilgi almak lazım.Belki daha önce kimsenin keşfedemediği bir yerdir.Hem Ankara kalesine bir sürü kişi çıkmıştır.Peki burayı kaç kişi biliyor?Adı ne ki bu caminin?

Ne?
1954’mü?
Burası tarihi bir yer sayılmaz ki..
İmam ‘’Bu caminin anlatacak bir şeyi yok’’ diyor.
O da geçen ay tayin olmuş,pek bir şey bilmiyormuş cami hakkında.Burası da olmadı.Başka bir fikir bulmam lazım..zbr>

Bu nasıl?
Karşı apartman,3-4 ay sonra yıkılacakmış.
Bu binanın bu ödevde ne işi var tam olarak bende bilmiyorum.Ancak yakında yıkılıp tarihe karışacak bir binanın hatıra olarak son bir fotoğrafının kalmasına yönelik duygusal bir girişim sanırım.Aslında ‘’Deprem Tehlikesi ve Ankara’’ konulu bir ödev yapsam yerinde bir fotoğraf olabilirmiş.Ama olmadı işte..
Ankara’da bir şey yapamayacağım galiba.Biraz gezip kafa dağıtayım.
Amasra..

Sabah 7:30
Açılışı güzel bir sahil fotoğrafıyla yaptım.Amasra’da güzel vakit geçireceğim galiba..Amasra’nın tarihi,genel özellikleriyle ilgili araştırma yapmaya başlasam iyi olacak.
Ödev konumu belirledim sanırım.


Sahil güzel.
Amasra’nın birbirinden güzel üç koyunu tanıtmak için güzel bir fırsat.
Ama o da ne?
Pillim bitti ve makinem sadece şarzlı pil çalıştığı için aldığım hiçbir pille çalışmıyor.
Amasra gezim fotoğrafçılık açısından tam bir hezimetti.
Ama yine de..
Aşık olunacak bir şehir..

Oysa ne aksiyonlara girişmiştim fotoğrafçılık aşkıyla..
Aslında fotoğraf çekmeyi seviyordum ve uğraştığım zaman güzel şeyler çıkarabilirdim.

Safranbolu’da çektiğim fotoğraf buna bir örnek olabilir mi acaba?
Ya da Karagöl’de çekmiş olduğum aşağıdaki..

Böyle olmayacak.
Acaba hocaya kendi mi acındırmayı mı denesem?

Hocam biz o kadar fakiriz ki..Gazozu bir bardağa 10 pipet koyarak içiyoruz.
O kadar işte..
Off!
Bu da olmaz.
(Zaten saydım 9 pipet varmış)

Ya da evde bulaşıkları hep bana yıkatıyorlar.Hiç vaktim kalmıyor gibi..
Olmaz böyle.
Bir şeyler yapmalıyım.
Tamam buldum: Kediler..

Ama bu hayvanlarda bir türlü durdukları yerde durmuyorlar ki.
Kaçıyorlar gitsin..
Objektifimi doğrulttuğumda kaçmayan tek kedi bu kedi oldu.

Bir de bu..
Ama Kastamonu’da ziyaret ettiğimiz bir türbede görüntülediğim bu kedi,türbeyi yıllardır bekleyen bekçi edasındaki esrarlı bakışlarıyla beni bu işten vazgeçmeye ikna etti.

Bir de bunlar var.
Ama estetik ameliyata ihtiyaçları var gibi,poz vermeyi pek beceremiyorlar sanırım.
Ben en iyisi vazgeçeyim bu hayvanlar hakkında çalışma fikrinden de..

İnsanlarla çalışma fikrimi değiştirense ev arkadaşım oldu…İyi bakmıyor bu çocuk..
Ve de çok çizgi film izlediği için kendini süper kahraman sanan diğer ev arkadaşım..
Aslında internetten resim indirmeyi düşünmedim değil.
Yüz binlerce fotoğraf arasından hocanın benim fotoğrafı bilebilme olasılığı neydi ki?
Ya da o fotoğrafa denk gelmesi ihtimali?

Ama bana yakışmazdı.
Kararsızlıktan dolayı yapamadıysam bu ödevi..
Başım dik şekilde kalmalıydım dersten..
Ya da..
Eğer ödev ‘’Bir konu belirleyip,o konu hakkında çalışma yapmaksa’’neden olmasın???
Neden ‘’Neden ödevi yapamadığımın ödevini’’ yapamıyayım?
Ama bu çok karışık oldu.
Daha güzel bir başlık bulmalı.
Mesela..
Ders tekrarı yada alternatif bir ödev denemesi..
Bu oldu galiba..
DERS TEKRARI YA DA ALTERNATİF BİR ÖDEV DENEMESİ
Ders Tekrarı ya da Alternatif Bir Ödev Denemesi
Bu ödevi duyduğumda düşündüğüm ilk şey ‘’farklı’’ bir ödev olması gerektiğiydi.
Orjinal olmalıydı.
İlk olarak aklıma tarihi bir mekanda çalışmak geldi.
Mesela Ankara kalesi…
Bu Ankara kalesinin oturduğum evden görünüşü…
O devasa yokuşu çıkmak zor geldiği için bu fotoğrafla yetinmek zorunda kaldım.
Ama eminim ki çıkmış olsam güzel fotoğraflar çekerdim.
Belki de çekemezdim.
Bilmiyorum..
Ama çıkmayı istedim..
Ankara Kalesi olmadı.
Tarihi bir mekan bulmak lazım.
Tarihi bir mekan…
Evin karşısındaki bu cami nasıl?
Taş duvardan temeller,tuğla minare..
Ve mistik bir hava..
Minarenin birkaç açıdan resmini çektim.Ama sadece fotoğraf çekmekle olmaz.Caminin tarihi geçmişi hakkında da bilgi almak lazım.Belki daha önce kimsenin keşfedemediği bir yerdir.Hem Ankara kalesine bir sürü kişi çıkmıştır.Peki burayı kaç kişi biliyor?Adı ne ki bu caminin?
Ne?
1954’mü?
Burası tarihi bir yer sayılmaz ki..
İmam ‘’Bu caminin anlatacak bir şeyi yok’’ diyor.
O da geçen ay tayin olmuş,pek bir şey bilmiyormuş cami hakkında.Burası da olmadı.Başka bir fikir bulmam lazım..zbr>
Bu nasıl?
Karşı apartman,3-4 ay sonra yıkılacakmış.
Bu binanın bu ödevde ne işi var tam olarak bende bilmiyorum.Ancak yakında yıkılıp tarihe karışacak bir binanın hatıra olarak son bir fotoğrafının kalmasına yönelik duygusal bir girişim sanırım.Aslında ‘’Deprem Tehlikesi ve Ankara’’ konulu bir ödev yapsam yerinde bir fotoğraf olabilirmiş.Ama olmadı işte..
Ankara’da bir şey yapamayacağım galiba.Biraz gezip kafa dağıtayım.
Amasra..
Sabah 7:30
Açılışı güzel bir sahil fotoğrafıyla yaptım.Amasra’da güzel vakit geçireceğim galiba..Amasra’nın tarihi,genel özellikleriyle ilgili araştırma yapmaya başlasam iyi olacak.
Ödev konumu belirledim sanırım.
Sahil güzel.
Amasra’nın birbirinden güzel üç koyunu tanıtmak için güzel bir fırsat.
Ama o da ne?
Pillim bitti ve makinem sadece şarzlı pil çalıştığı için aldığım hiçbir pille çalışmıyor.
Amasra gezim fotoğrafçılık açısından tam bir hezimetti.
Ama yine de..
Aşık olunacak bir şehir..
Oysa ne aksiyonlara girişmiştim fotoğrafçılık aşkıyla..
Aslında fotoğraf çekmeyi seviyordum ve uğraştığım zaman güzel şeyler çıkarabilirdim.
Safranbolu’da çektiğim fotoğraf buna bir örnek olabilir mi acaba?
Ya da Karagöl’de çekmiş olduğum aşağıdaki..
Böyle olmayacak.
Acaba hocaya kendi mi acındırmayı mı denesem?
Hocam biz o kadar fakiriz ki..Gazozu bir bardağa 10 pipet koyarak içiyoruz.
O kadar işte..
Off!
Bu da olmaz.
(Zaten saydım 9 pipet varmış)
Ya da evde bulaşıkları hep bana yıkatıyorlar.Hiç vaktim kalmıyor gibi..
Olmaz böyle.
Bir şeyler yapmalıyım.
Tamam buldum: Kediler..
Ama bu hayvanlarda bir türlü durdukları yerde durmuyorlar ki.
Kaçıyorlar gitsin..
Objektifimi doğrulttuğumda kaçmayan tek kedi bu kedi oldu.
Bir de bu..
Ama Kastamonu’da ziyaret ettiğimiz bir türbede görüntülediğim bu kedi,türbeyi yıllardır bekleyen bekçi edasındaki esrarlı bakışlarıyla beni bu işten vazgeçmeye ikna etti.
Bir de bunlar var.
Ama estetik ameliyata ihtiyaçları var gibi,poz vermeyi pek beceremiyorlar sanırım.
Ben en iyisi vazgeçeyim bu hayvanlar hakkında çalışma fikrinden de..
İnsanlarla çalışma fikrimi değiştirense ev arkadaşım oldu…İyi bakmıyor bu çocuk..
Ve de çok çizgi film izlediği için kendini süper kahraman sanan diğer ev arkadaşım..
Aslında internetten resim indirmeyi düşünmedim değil.
Yüz binlerce fotoğraf arasından hocanın benim fotoğrafı bilebilme olasılığı neydi ki?
Ya da o fotoğrafa denk gelmesi ihtimali?
Ama bana yakışmazdı.
Kararsızlıktan dolayı yapamadıysam bu ödevi..
Başım dik şekilde kalmalıydım dersten..
Ya da..
Eğer ödev ‘’Bir konu belirleyip,o konu hakkında çalışma yapmaksa’’neden olmasın???
Neden ‘’Neden ödevi yapamadığımın ödevini’’ yapamıyayım?
Ama bu çok karışık oldu.
Daha güzel bir başlık bulmalı.
Mesela..
Ders tekrarı yada alternatif bir ödev denemesi..
Bu oldu galiba..
DERS TEKRARI YA DA ALTERNATİF BİR ÖDEV DENEMESİ
Google sen çok yaşa e mi! :)
Google Analytics güzel nimet.Geleni,gideni,nasıl geldi,hangi kelimeyi,cümleyi aratıp buldu siteni..bir çok detayı görebiliyorsun.Ama bu analizler bazen tam anlamıyla bir komediye dönüşebiliyor.İnsanların kurduğu cümleleri,google'a sordukları şeyleri,senin sitene hangi kelimeyle geldiklerini görünce neye uğradığını şaşırıyorsun.Google Analiz'den Posthane ve Kısa-Film bloglarına yönlendirilen "arama anahtarları"'ndan(keywords)bir kısmını sizlerle paylaşmak istedim."HEPSİ TAMAMEN GERÇEKTİR."
"naber lan lavuk?"
Bu aramayla 6 kişi gelmiş.Bir insan google'a niye bunu sorarki? Hadi sordu google niye bana yönlendirir? Cevap veriyorum: iyidir senden naber "lan lavuk"?
"doğru insanı bulmak"
Doğru insanı google'da arayanların sayısı da az değil.Cevap veriyorum: Kardeş doğru insanı google'da bulamazsın.doğru insanı bulmak için önce doğru insan olmak lazım;)
"örümcek adam prensesi"
Enteresan şekilde bu tanımı 5 kişi aratmış.örümcek adamda prenses vardı da ben mi izlemedim?:)
"laz orumcek adam ıdrıs"
Bu da google'ın posthane'ye yönlendirdiği enteresan keywordlerden birisi.Laz örümcek adam'ı arıyor birisi.Cevap veriyorum:Kardeş,laz örümcek adam olmaz? Bir kere o maskeye burnu sığmaz:)
"sindirella konuşan bebek göz bebeği pirenses"
Bütün bu kelimeleri bir arada aratmayı gerektirecek bir konu düşündüm.Henüz bulamadım.Bir fikri olan varsa beri gelsin.
"tencere yikamak"
Google bu aramayı yüksek ihtimalle "konuşan pilav" başlıklı yazıma yönlendirdi.Arama yapan arkadaş tencereleri yıkamazsa ne olacağını görünce yazıda eminim hemen mutfağa koşmuştur:)
"kastamonuda satanist var mı"
Cevap veriyorum: Valla bilemicem.Tabi Kastamonu'da satanist var mı yok mu diye google'dan arayan arkadaşı da tebrik ediyorum:)
"o kız kaşar"
Cevap veriyorum: Peki :)
"örümcek adamın bedenini ele geçirmeye çalışan uzaylı"
Enteresan şekilde en çok aranan kelimelerden birisi.Cevap veriyorum: Venom :)
"süperman varmıymış"
Bilmem.New York'a bi koşu git gel bakim belki gerçektir:)
"örümcek adamın hayvanı"
Bu arkadaşın neyi kastettiğini henüz çıkaramadım:)
"nankör narsist"
Cevap veriyorum: sensin o:)
"karımın kuşu"
Valla karınızın kuşunu google'da aramak nerden aklınıza geldi bilmiyorum ama görünce gülümsemeden edemedim:)
"kedi kesen satanist görüntüleri"
Google'da aksiyon arayan bir arkadaş daha..Malesef öyle piskopatça görüntüleri yayınlamıyoruz sitemizde.
"yasemin diye biri"
Cevap veriyorum: Burda öle biri yok:)
"ankaradaki gayler nereye takılıyor"
Bilemeyeceğim:)
"doğru insan olmak kaybetmek"
Umudunu kaybetme,iyiler her zaman kazanır:)
kısa-film.blogspot.com'un keyword analizlerinden bir kaç seçme:
"konuşması türkçe oyuncuları yabancı olan filmleri izle"
Biz ona "Türçe dublaj" diyoruz ama..arkadaş baya atraksiyonlu anlatmış derdini:)
"pamuk pirenses gerçek çekim"
Pirenses ne?:)
"çocuğun nasıl yapıldığını izlet"
Onu benim sitemden izleyemezsin kardeş.Adult yayın yapmıyoruz:))
"gelin ile damadın ilk dans fonu"
Canları ne isterlerse o olsun.yüklenmeyin google'a bu kadar:)
Şimdilik bu kadar paylaşayım.Harf eksiği,imla hataları,orta düzeyde anlatım bozukluğu olan sorguları almadım bile.Türkçe öğretmeni arkadaşlara gerçekten çok iş düşüyor.Gidişat iyi değil.
Çok Geçmişli Zaman
Bilmek anlamak değil
Bildiklerinle yargılama beni ne olur
Sonra bana benzersin
(Aynalaşır gözünde her acziyet)
Dilimde o eski destur
Kavgada ilk yumruğu sen vur
Yüreğimi paralıyorum gecelerde/
Sebep sensin
Ben bildiğin gibi
Geç kalmışlığa hep erken gelip
İş işten geç-mişli zaman olduğunda
Ve artık çoktan geçmişli bir zamanda
zifir karanlıkta
daha iyi ağlıyor
ve şimdi hepsini unut.
Sıradan düşünceler

Ne zaman masum bir bakışa takılsa keskinliğinden utanır gözlerim,kırılır sivri uçları.Yavaşça yere doğru iner,göz bebeklerimdeki yangınlar bir bir söner.Durulur sesim,utangaç bir melodiye dönüşür her cümlem.
Ve tekerrürden bir girdaptır;küçük,dört duvar odamda çalan hüzünlü şarkıların hatırlatışı seni bana.Kanıma dokunur yokluğun.Seni unutturacak bir düş beklerim uykularda.Rüyalarıma düşse yolun ne zaman;canım yanar.
Ve anlarım ki;geceler kaçış değil yokluğundan..
Bazen sebepler ararım kendime seni unutmak için.Sahte sevda masalları anlatırım,yokluğunu uyutmak için.İçinde hapsolduğun kalbimin kilidine anahtar olur diye baktığım gözler,nafile uğraş..
Her gece karanlık çöktüğünde,kapandığımda küçük odama,yalnızlık hüzünlü şarkılar çalmaya başlayacak yine.Ve düşeceksin aklıma.Ve canım acıyacak.Belki gözlerim dolacak.
Ve sen..Yine gelmeyeceksin..
Ve sen..Yine bilmeyeceksin.
Eski Hüzün
"hayali dahi yeter; ne vakit düşünsem bakışlarını,yeşil. gözlerin geceme karanlık katar. aklıma düştüğünde yüzün, şarkılar çağırır,anıları koluna takıp, sabaha dek konuğum olur hüzün.."
dünler geçtikçe herşeyi çok daha iyi ağlıyorum seni.ve yalansın.bunu da bir kenara yazıyorum.
yokluğunun kapıda olduğunu anladığımda özlemeyeceğim diye söz vermiştim oysa
kendime.ama daha arkamı döndüğüm alışkanlık oldu seni özlemeye alışmak.
beklesem..
hani hep beklerken sabrettiğim gibi,sabırla beklediğim gibi beklesem.artık çok geç sormak için.. gidesim geldi.beklemedim..ve gittim.farketmez.. nasılsa yoklukların ortasında olmayan bir hiçtimkızgın değilim.kırgın değilim.belki bir parça yorgun.ama.sitemkar değil.ben gitmeyi kendim seçtim..
hani hep beklerken sabrettiğim gibi,sabırla beklediğim gibi beklesem.artık çok geç sormak için.. gidesim geldi.beklemedim..ve gittim.farketmez.. nasılsa yoklukların ortasında olmayan bir hiçtimkızgın değilim.kırgın değilim.belki bir parça yorgun.ama.sitemkar değil.ben gitmeyi kendim seçtim..
başını öne eğme,bırak gözlerin gökyüzünde kalsın.belki bende bir gün gökyüzüne bakma cesaretini bulurum kendimde yine. işte o zaman;aynı göğe bakarız doya doya. kimbilir;belki yan yana..
Sonunda..
4 senelik öğrencilik hayatının ardından ilk yemeğimi yapmayı başarabildim sonunda: Kırmızı mercimek çorbası..
Annemin verdiği 5 kiloluk kırmızı mercimek uzun süredir mutfak dolabında yatıyordu.Ama ekmek arasından gına gelmesininde verdiği etkiyle sarıldım telefona başladım teyzeleri sıradan aramaya.Ve beklenen yardım Hanife teyzemden geldi.Bana benim yemek yapma kalibreme uygun süper bir tarif verdi.Tabi bu tarifi bile uygulayabilmek için Zeynep teyzemle 2 kere annemle 3 kere telekonferans yaparak destek alma durumunda kaldım.Yeteneksizliğimin boyutlarınının anlaşılabilmesi açısından not düşeyim dedim.
Şimdi tarifimize geçelim.Ben yaptığıma göre herkes yapabilir heralde. Bir bardak kırmızı mercimepi tencereye dök.Üzerine iki bucuk su bardağı su dök.2 soğanı rendele tencereye koy. Altını yak ve haşlanmasını beklemeye başla.(Telekonferans konularından biri "ben bu mercimeklerin haşlandığını nasıl anlayacağım?"dı.Mercimekler yumuşayıp erimeye başladıysa haşlanmış oluyormuş.) Su iyice kaynayıp mercimekler haşlanırken,marketten aldığımız hazır domates çorbasını 5 bardak suyla katıştırıp,ayran kıvamına gelesiye kadar karıştırıyoruz ve mercimek tenceresine döküyoruz.Kapağı kapatıp,bir süre sonra olmuş mu diye ikide bir tadıyoruz.Bu kadar..
Aromantik makarna,Konuşan Pilav ve içine bezelye taneleri atılmış salçalı su maceralarımın ardından bu mercimek denemem iyi geldi.Sonunda bende kendi yemeğimi yapabiliyorum:P
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)