Süveyda tıpkı masal kahramanı gibi bir anda girdi hayatıma. Varlığı bir rüyanın hayıra yoruluşu, varlığı bir hayalin gerçek oluşu, varlığı 5 liraya fal bakan kafe falcısının elimde okuduğu güzel talihin tecellisi. Öyle bir mutluluk ki onu beklemek, öğretmenine aşık ilkokul öğrencisinin her sabah koşa koşa okula gidişi. Ne zaman onu düşünsem içim içime sığmıyor.-du
Süveyda beni kendine aşık edip ortadan kayboldu. Hem de hiçbir şey söylemeden. Bazen düşünüyorum, ben mi abartıyorum? Sonuçta bir arada olduğumuzu düşünen bendim belki de.. Ama yanımdayken çok güzel gülümsedi. Öyle güzel güldüyse, öyle güzel baktıysa sevgili olmalıydık. Ağlamıştı yanımda. Yaşlı gözleriyle bakmıştı. Ben ona sarılmıştım. Beni hiç bırakma demişti. O da sevmişti beni. Aksi olamaz. (Sevgili okur. Ders 1: Biri sana çok güzel bakıyorsa korkmaya başla. Ders 2: Biri sana çok güzel gülümsüyorsa ardına bakmadan kaç)
Yağmur yağmıştı bir gün. Saçlarım yataktan yeni kalkmış gibi dağınık ama yine de şekilli dursun diye jöle sürmüştüm diplerine. Duş alınca çok yumuşuyor saçlarım, kirpi gibi oluyor sonra, sevmiyorum öyle. Jöle gözlerime aktı. Kıpkırmızı oldu gözlerim. O zaman beğenmedi belki beni. Ama onun için ıslanmıştım. Bir anlamı yok muydu onun için? Belki yoktu. Neden olsun ki?
"Süveyda" demiştim, "ben sende kendimi buldum. Mutlu hissediyorum."
"Kendini buldunsa bulduğun yerde kaybet ki en azından nerede kaybettiğini bil" demişti.
Gelişine söylenmiş bir söz mü yoksa farkedemediğim derin anlamı mı var o an anlayamamıştım. Şimdi bakınca da çok anlamlı durmuyor gerçi. Bu kızın söylediği şeylerin ciddi bir derinliği var mı, yoksa o an aklına geldiği gibi rastgele mi konuşuyor hiç bir zaman anlayamadım zaten.
Öğretmenine aşık ilkokul öğrencisi güzel geldiği için yazılmış bir betimle değildi sevgili okur. Çok şey öğrendim. Okul gibiydi bu aşk. Ama ne var ki boşvermişliğin ağırlığı çöküp göz kapaklarıma görmediğim rüyaların peşinde uykulara gömdüğüm günlerde devamsızlık yaptığım halde hayatta bıraktı beni kader? Çilesi doldu şeklinde bir kanaat notu kâfi mi acaba vedama? Karnem kırıklarla dolu, bin bir parçaya bölünmüş. Giriş, gelişme, sonuç..İlkokul kompozisyon dersinde bize ilk öğretilen üçleme. İnsan doğar ve ölür. Biri giriş biri sonuç olurdu.Yaşar dersen arada tam puan. Gelişme olurdu o da. Her ölen yaşar mıydı o da muallak. Hiç bir giriş ve gelişme sonucu değiştirmiyorsa ne fark eder ki? Öğretmenim pardon, çok yanlışım olmuşta geç fark ettim. Biraz daha zaman istiyorum..Bir de..Silgi var mı silgi?
Yok.
3. dersi unutmuşsun. Ders-3: Şayet ilk 2dersi anlamayıp aşık olduysan hoşgeldin yürüyen ölüler diyarına...
YanıtlaSiluzun bir aradan sonra sende hoş geldin
YanıtlaSil