Derken..

"Tutulmuş tüm çıkışlar dünya denen bu cehennemde. Canım yanıyor. Hiç kimse anlamıyor halimden.Bu nasıl bir ıztırapdır ki bir türlü bitmiyor? Neden böyle oldu? Bak nasıl demiyorum, neden diyorum. Anlıyor musun? Hadi cevap versene...''  Cevap vermedi duvar. Sustu. Sonra tok ve kendinden emin bir ses tonuyla, tıpkı hayatın anlamını çözmüş ak sakallı bir bilgeymişcesine konuştu: ''Hayatın neresindesin?''  Duymazlıktan geldi duvarı adam. Sonra düşündü. Tam duvara cevap verecekti ki, doktor girdi içeri.' 'Yine duvarla mı konuşuyorsun? İlaçlarını zamanında almak için söz vermiştin oysa...'' dedi. Bu sırada birden gözlerini açtı genç adam. ''Oh! Rüyaymış...'' dedi kendi kendine. Kumandasını eline alıp kanalı değiştirdi genç kız. ''Son zamandaki filmlerde de adet oldu. Meğer her şey rüyaymış teranesi de sıktı iyice'' diye mırıldandı. Yönetmen ''Kes!'' diye bağırdı, ''Bugünlük bu kadar çekim yeter'' genç kız rolündeki oyuncu kumandayı elinden bırakıp yönetmene döndü. ''Nasıldım hocam?'' diye sordu. Yönetmen tepkisiz kaldı. Set ekibi toparlanmaya başladı.''Kes!'' diye bağırdı yönetmen. Yönetmen rolündeki oyuncu yönetmene dönüp ''Nasıldım hocam?'' diye sordu. Yönetmen tepkisiz kaldı. Set ekibi toparlanmaya başladı.''Kes!'' diye bağırdı yönetmen. ''Yeter ama'' dedi elindeki senaryoyu masaya bırakan yapımcı, ''Bu ne biçim bir senaryo! Her şey birbirinin içinde. Çekersek izleyicinin kafası karışabilir'' dedi senariste. ''Bu senaryo tutmaz. Kendimi bile senaryoya dahil ettikten sonra...'' diye mırıldandı senarist yazdığı satırlara bakıp ''Bu senaryoyu yapımcıya götüremem.'' Satırlardan gözlerini kaldırıp, hikayenin devamını okumamaya karar verdi kadın. Birazdan çocukları okuldan gelecekti ve bu her şeyin içiçe olduğu bir hikayeden çok daha önemliydi. Ama kadının bilmediği bir şey vardı. Kendisi de bu öykünün bir parçasıydı. Valla bak.. Yazdı yazar. Ve öyküsünü burada noktaladı. Yazdı yazar. Yazdı yazar.  Yazdı yazar. Yazdı yazar. Yazdı yazar. Yazdı yazar, dedi adam. Dedi adam, dedi adam, dedi adam, dedi duvar. Kızdı adam.. Ama ''soruma cevap vermedin ki...'' dedi. Şöyle sağlam bir tokat patlattı duvara. Ama duvara küsmedi. Dedi ki adama: "Tutulmuş tüm çıkışlar dünya denen bu cehennemde. Canım yanıyor. Hiç kimse anlamıyor halimden. Bu nasıl bir ıztıraptır ki bir türlü bitmiyor? Neden böyle oldu? Bak nasıl demiyorum, neden diyorum. Anlıyor musun?" yazdı yazar. Bir devinim hissi oluşturmayı amaçlamıştı ama olmadı çok saçmaladım diye düşündü, dedi diye yazdı. "Özne, yüklem, nesne hak getire" dedi. Yani ben dedim. Yazdı, yazdım. "Ahaha çok komik lan öyküyü bir türlü bitiremiyorum" yazdı, yazdım, yazdı yazar,yazdı. "Okuyan kişi ne düşünür bilmiyorum ama hayatımdaki en saçma ama yazarken en eğlendiğim öykümü yazıyorum" yazdı öyküsüne yazar yazdı yazar,yazdım şimdi ben yazdı yazar. Önündeki kitabı kapattı Ali. ''Öğretmenin zorunlu okuma ödevi diye verdiği saçmalığa bak ya'' dedi kendi kendine. Aslında demedi. "Zaten Ali diye de biri yok ama ben öyle yazdım yazdı yazar yazdı yazar. Yazdım ben. Aslında ciddi değilim, sadece eğleniyorum. Hatta "Bu yazıyı sonuna kadar okuyan bir delü çıkar mı diye merak ettim diye yazdım" yazdı yazar, yani ben, yazdı yazar, yani ben" dedi duvar. Dvarın kendisini hikayenin içine dahil etmesi adamın kafasını karıştırmıştı. Düşündü adam...Ve şöyle dedi: Hadi len oradan...

4 yorum:

  1. çok komik olmuş ya bu yazı :))
    kendi kendime pc başında gülüyorum, akşamın bi vakti:))
    çok sağol , iyiki varsın!
    yazını sonunda "delü" diyosun okuyanlara ama...
    olsun komik ya, beni güldürdün ya ..
    mutlu oldum ya!
    bu bana yeter; ben almam gerekeni aldım :))

    YanıtlaSil
  2. İki delü bizmişiz birsen :)

    YanıtlaSil
  3. Diğer delüler msnden teessüflerini bildirdiler:) Ama sizi de tebrik ediyorum son cümleye kadar süren sabrınızdan dolayı:))

    YanıtlaSil
  4. çok eğlenceli olmuş :) yazdı okuyucu.. baktı duvara, ii yazmış di mi dedi. baktı duvar.. hadi lan ordann dedi. hadi be dedi okuyucu. sen ne anlarsın!

    YanıtlaSil